Hayellerinin içinden bakış...



Madde aleminin güneşi doğdugunda, mana aleminin güneşi kaybolur işte...

Sessiz dünyaların ewlatları....





Deklanşörün sesini duymadan fotoğraf çekilenler...Çünkü sırlar sabır denizinin dibinde saklıdır...
Akşam karanlığı,şehrin üzerine sessizce çöküyordu ve bende onlar gibi yorgun ,uykusuzdum
Aşk sessizdir, sewgi dilsizdir işte bu çocuklar gibi....
aze.

Tenha geceler....


NEFRETİNE YENİLMİŞ BİR FOTOĞRAFÇININ UTANCI.....
Madde aleminin güneşi doğdugunda, mana aleminin güneşi kaybolur işte...

korkuyordu işte...




Babam aldı bu ayakkabıyı taaa 4 yıl önce şeker bayramında ve.....
ama kesin olan birşey vardı ki; rüzgarla gelen babam,rüzgarla gitmişti...
aze.

biz her yaz gelir bu yazlıkta kalırız,güzel demi....

emek...


Başımıza zindan dünyamız.

Biz ki
Yarınıyız halkın,
Umudu, yüzakıyız,
Hıncı, namusu...
Şafakları,
Taa şafakları
Hey canım,
Kalbim
Dinamit kuyusu...

Başım gözüm üstünesin
Suskum, avazım üstüne...
Adından başka silah
Yazgından başka günah
Daha yazmamış



Namus işçisiyim yani
Yürek işçisi.
Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,
Ne salkım bir bakış
Resmin çekeyim,
Ne kınsız bir rüzgar
Mısra dökeyim.
Oy sevmişem ben seni...

Ben Öleydim loo...



Varamaz elim

Ayvasına, narına can dayanamazken,
Kırar boynumu yürürüm.
Kurdun, kuşun bileceği hal değil,
Sormayın hiç
Laaaaal...
Kara ferman çıkadursun yollara,
Yarin bahçesi tarumar,
Kan eder perçem
Olancası bir tutam can,
Kadasına, belasına sunduğum,
Ben öleydim loooy...
Elim boş,
Ayağım pusu.
Bir ben bileceğim oysa
Ne afat sevdim.
Bir de ağzı var dili yok

hücrem den kalıntılar...



Doğdun,

Üç gün aç tuttuk
Üç gün meme vermedik sana
Adiloş Bebem,
Hasta düşmeyesin diye,
Töremiz böyle diye,
Saldır şimdi memeye,
Saldır da büyü...
Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...
Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü.

Dağlarında yaşayanlar ve toprak içinde.



Daglarının ardı nazlıdır vay vay, uçurumun kıyısında incecik bir yol gider dolana dolana, bir hastam vardır umutsuz belki ayşe ,belki elif, endamı kuytuda başak,memesinin memesinin altında bir sancı,bir hayın bıçak...
ölüm bu fukara ölümü geldim geliyorum demez ya bir kuşluk vakti ya akşamüstü yada seher mahrurlukta....bakarsın olmuş olucak.
daglarının ardı korkunçtur vay vay,hiç akıl edipte düşünen varmı gün kimin hesabına tutar akşamı,rahmetinden kim demlerin bulutun,hayırlı ewlat makine nasıl cellat kesilir,kurdun karıncanın rıskını veren toprak nasıl ayartılır yüz vermez topal öküze ve almaz koynuna kara sabanı....

hep yukarı doğru..


ne işte bu.

Sizleri izliyor.....


ne biliyoruz ki..
ama işin aslı ışık ve tek gerçek.
aze...

Sıralandı işte hayellerim


Rüyalarda sürüklenmeden hissetmek.
aze.

Online Misafir

country

free counters